UNUTMAK
"Aklımdan
silindi gitti."
Bir iş
yaparken araya başka bir iş girerse biz ilkini tümüyle unutabiliriz. Örneğin yemek masasını toplarken kapı çalsa
bardağı o an nereye koyduğumuzu unutabiliriz.
Bu working memory içinde bir unutmadır.
Working
memory içinde hatırlama için episodic(zaman ve yerden) ya da semantic (anlamsal,
ilişkisel) mekanizmalar yoktur. Working
memory içinde, focus ve concentrate mekanizmaları vardır. Focus odak belirlendiğinde bir el lambası
ışığı gibi belirli bir alanı sınırlayarak güçlendirir ve odak dışındaki alanları zayıflatır. Focus yalnız bir bölgeyi öne çıkartmak değil, aynı zamanda onun haricini maskelemek,
bastırmaktır. Kapı çalınca working memory ona odaklanır ve
bardağı koymak gibi basit
ve otomatik olarak yaptığımız bir olayı
bastırır. Eğer kapı çalmadan önce o bardak hakkında konuşuyor olsaydık, yani ona
focus olmuş ve hatta bir miktar
konsantre olup semantik ilişkilerini bir miktar bağlamış olsak bardağı koyduğumuz yeri unutmazdık.
Evden çıkarken kapıyı kapattığımızı unutmak
alışkanlığımız varsa, ısrarla kapıyı
kapatırken dikkat edip, kendi kendimize kapattık vb diyerek ezberlemeye çalışsak bile yine de unutabiliriz. Bu durum, sık sık geri dönüp kontrol etmek ihtiyacına dönüşürse konu OCD Obsessive
Compulsive Disorder boyutuna bile ulaşabilir.
Kapıyı kapatmamız kapatma anında working memory'dedir. Fakat bir süre içinde yaşadığımız her olay gibi
episodic belleğe yani hem olay hem de
zaman, yer bilgisini saklayan belleğe yazılır. Kapıyı kapattığımızı hatırlamak
için ilk yapmamız gereken kapıyı kapattığımız zaman ve yeri düşünmektir. Evde ya da dışarda kaybettiğimiz bir şeyi
bulmak için de aynı yaklaşım geçerlidir.
Hatırlamak
hatırlanacak şeyle de ilgilidir.
Episodic bellekte hatırlamak bir nesne ya da olayın gerçekleştiği zaman
ve yeri hatırlamaktır. Bir başka türlü hatırlamak
ise kaybolan nesnenin ne olduğunu, başka nesnelerle ilişkilerini düşünmektir. Bu semantic bellekte bilgi aramaktır
aslında. Bu yüzden remember - hatırlamak
episodic bellekle, know - bilmek ile eşleştirilir.
Hatırlanacak
şeyin modalitesi resim, ses, kelime, metin, olay vb'de önemlidir. Örneğin unuttuğunuz bir İngilizce kelimeyi,
yaklaşık olarak nasıl seslendirildiğini ve benzerlerini düşünerek hatırlayabilirsiniz. Burada o kelimenin seslerini hatırlamak(remember)
değil anımsamak(recall) söz konusudur.
Kısa dönem ve uzun dönem belleklerimizde ses ve görüntü olarak
hatırlayamadığımız fakat benzer bir şey gördüğümüzde çağrışımla
anımsadığımız(recall) çok geniş bir bellek kaydı vardır.
Benzer
şekilde kapıyı kapattığımızı hatırlama sürecinde, zaman düşündüğümüzde bir an
anahtarı döndürürken ki parlama, ya da kapı gözümüzün önüne gelebilir. Bu bizi kapattığımıza ikna eder. Güven verir.
Oysa, sözlü referanslar aynı güveni vermeyebilir, eğer çok çok sayıda
tekrarla başlı başına bir olay haline gelinceye kadar ezberlenmemişseler. Sorun, episodic kaydın oluşması için kısa bir
süre hiçbir şey düşünmeden o anahtara focus olmanızı gerektirir. Kısaca, sonradan hatırlayacağınız bir
fotoğraf çekmeniz gerekir. Oysa sözel
yaklaşım, episodic değil semantic işlemleri harekete geçirir ve zaman bilgisi
olmayan bir kayıt oluşturur. Bu ise
ileride hatırlanmak istendiğinde güven duygusunu zayıflatır.
Çok güçlü bir hatırlama şekli için saate bakınız ve kısa süre ilgili
bir nesneye focus olunuz.
Bu bakış
açısı ile Türkçe'de bazı sözler:
"Her
gördüğüne inanma!"
"Gözümle
görmeden inanmam!"
"Gözünün
önüne getir!"
Görme ile
ilgili ayrı bir yazımı bir süre sonra okuyabilirsiniz.
Ali R+ SARAL