Friday, November 11, 2022

YAŞLIYI ANLAMAK

 

YAŞLIYI ANLAMAK

 


80 yıllarıydı.  Anneannem bize ziyaretteydi.  Kolumu onun sırtına dolayıp  omuzuna attım.  Vücudu öne doğru eğildi ve başı hafif öne düştü.  Sonra bana gülümseyerek  ‘Oğlum insan yaşaldıkça içindeki ateş hiç sönmüyor’ dedi.  !990’da ABD’de tatlı bir arkadaşımın  omuzuna kolumu attığımda o da anneannemin aynısı hareketi yapınca daha iyi anladım anneannemin sözlerini...

 

Annem son çocuk olarak beni  normalin çok üstünde bir süre emzirmiş.  3 çocuk tabii zor.  İş yaparken beni bir çarşafa koyar sırtına bağlarmış.  Yaşı 80’in üzerine çıktığında ben de vücudumu sırtına dayayıp çenemi arkadan omuzuna koymaya kollarımı da çak çaklarına sarmaya başladım.  İkimiz de çok memnun olurduk.  Kucağına çocuk almayı çok severdi.  Ben de zaman zaman tam ağırlığımı vermeden dizlerine otururdum.  Bir de öpüp okşarken ‘Ne yapalım bununla idare edeceğiz’ der bazan kulak memesini emerdim.  Bebeğini emzirir gibi hiç sesini çıkarmaz sonra  da gülerdi.

 

Yaşlı insan dünyanın değişmesine ve kendi kişisel sağlık sınırlamalarına karşı giderek kendi içine çekiliyor.  Elektronik aletleri kullanmakta güçlük çekiyor, kullanamıyor.  Sağlık sorunları nedeni ile alışık olduğu gibi davranamıyor, hareket edemiyor.   ‘Ben böyle olacak kadın mıydım?’ derdi annem. Çevresindeki hızlı değişimlere ayak uyduramıyor.  Giderek küçülen kendi dünyasının sınırlamaları ile yalnızlık içinde yaşamaya mahkum oluyor.

 

Yaşlı insanların yaşam kalitesi nasıl düzeltilebilir?  Öncelikle çocukları, gençleri çok iyi eğiterek.  Mesleklerini kullansın kullanmasın bütün bayanlar mümkün en üst düzeyde eğitim almalılar.  Yaşam boyu eğitim ve kalite yükseltme kültürü çok önemli.  Yaşlı insan ‘boş’ kalmamalı, boşluğa düşmemeli.  Bir yaşlı insanın sınırları içinde bir çok yazar sanatçı, iş adamı neler neler yapıyorlar.  Sorun yaşlının fiziki sınırları değil kendini yeteneklerini ruhunu yenileyememiş olması...

 

Bakıyorum da, yaşlıların ne kadar büyük bir zihin gücünü üretkenliğe dönüştüremeyip ihtimamla toprağa gömüyoruz  her an...

 

Ali Riza SARAL