İnsanın Mihengi
Mihenk taşı eskiden altının ayarını ölçmek için kullanılırdı. Miyar denilen bir aletle aynı hacimdeki altın ile mihenk taşı karşılaştırılır, altının yoğunluğu mihenk taşından çok ise altın ağır basardı. Böylece mihenk taşı altının kalitesinin belirlenmesini sağlardı.
Mihenk taşı yerine ölçüt ya da ölçü kelimelerini kullanıyoruz günlük dilimizde… Bir şeyin kalitesini değerlendirmek istediğimizde bütünsel bir ifade yerine, o şeyin kalitesini oluşturan unsurlardan bir tanesini seçip yalnızca o unsurun sağladığı bilgi cinsinden o şeyin kalitesini değerlendiriyoruz…
Örneğin bilgisayar yazılımlarının kalitesinin belirlenmesinde kullanılan yazılım karmaşıklık ölçütleri (software complexity metrics)… Bir bilgisayar programı ne kadar karmaşıksa o programın kullanımı sırasında istenmeyen bir hata çıkma olasılığı o kadar çoktur. Yazılım karmaşıklık ölçütleri program kodu satır sayısından komut sayısına, yuva(nest) sayı ve derinliğinden, belirli komutların kullanım sayılarına ya da McCabe’in kriterine kadar çok sayıda ölçüt içerir. Yazılım Mühendisliği literatüründe bu konuda nice kaynak bulmanız mümkün… (Profiling Software Through the Use of Metrics – Robillard and Coupal, Predictive Modeling Techniques of Software Quality from Software Measures – Khoshgoftaar et all.) Program kodu satır sayısı(LOC-lines of code) bu ölçütler arasında en çok benimsenip kullanılandır.
Aslında belirli bir ölçütün verdiği sayısal değer yalnız başına hiçbir anlam ifade etmeyebilir. Karşılaştırmalı olarak, ya zaman içinde ya da farklı şeylerin karşılaştırılmasından elde edilen farklı değerlerin ifade ettiği göreceli anlama bakmak gerekir.
Basit bir şekilde ifade edecek olursak… Belirli bir konuyu dinleyicilere anlatacak konuşmacılarımız olsun… Eğer en geçerli yazılım kriterini seçersek, kriterimiz konuşmacıların kullandıkları kelime sayısı ya da konuşma süresi olsun… Buna göre, hata yapma olasılığı çok olan konuşmacılar, dertlerini makul bir süre veya kelime sayısı içinde anlatamayan konuşmacılardır… Öncelikle bu konuşmacılarla ilgili tedbir almak, bunların konuşmalarını daha önceden kontrol etmek faydalı olabilir… İlk bakışta çok aptalca gelebilir, fakat burada önemli olan eşik sürenin belirlenmesidir… Hatta, birkaç eşik belirlenerek risk seviyeleri tespit edilebilir. Bunun için ise, konuşmacıların konuşmalarının süreleri ve mümkünse anlatılan konunun karmaşıklığına ilişkin ampirik değerler tespit edilmelidir. Konu tamamen subjektif olduğu için, veri toplamak ve test aşamalarında aynı işlemleri aynı kişiler yapmalıdır…
Amerikan uzay mekiğinde çıkması olası yazılım hatalarını yakalamak için yazılım karmaşıklık ölçütleri (software complexity metrics) kullanılmaktadır. Seçilen ve kullanılan ölçütlerin geçerliğinin değerlendirilmesi konusunda çok güzel makaleler var(Validating Metrics for Ensuring Space shuttle Flight Software Quality - Schneidewind). Teknik ölçütler bir yana benzeri yaklaşımlar sosyal konularda da uygulanabilir…
Acaba insanları değerlendirirken nasıl bir ölçüt kullanabiliriz? Öyle bir ölçüt ki, iki farklı insanı yalnız bu ölçüte göre karşılaştırıp, o iki insanın artıları eksilerinin bütünü hakkında bir tahminde, bir değerlendirmede bulunabilelim… Öyle bir ölçüt ki, bir insanı bir yıl ara ile aynı ölçüte göre değerlendirdiğimizde, o insanın bir bütün olarak daha iyi, daha kaliteli olduğunu söyleyebilelim…
Hemen bir takım itiraz seslerini duyar gibi oluyorum… Biliyorum, insan karmaşık bir yaratık… Bir ana, bir baba, bir arkadaş, bir patron, bir mühendis, bir doktor… İnsan aynı anda birden çok ve değişen kimliklere sahip… Ayrıca her kimliği, çalışkanlık, beceriklilik, kolaylık, rahatlık gibi yüzlerce özelliğin bileşkesinden oluşuyor. Karşılaştırmak gibi olmasın ama, insanın karmaşıklığı tıpkı uzay mekiğinin karmaşıklığı gibi hem kendisi hem de çevresindekiler tarafından doğru yönetilmeyi bunun için de doğru değerlendirilmeyi gerektiriyor.
Öyle ise nedir insanın kalitesinin ölçütleri? Günümüz Türkiye’sinde bu ölçütlerin doğru belirlenmesi ve var olanların iyileştirilmesi yurdumuzun başarı şansını hayati derecede etkileyecektir.
İnsan kalitesinin en önde gelen ölçütü kişinin bilgiye karşı aldığı tavırdır. Aynı zamanda bu görüş yalnızca bireyler için değil her türlü kurum, kuruluş ve şirket gibi sosyal organizasyonlar için de geçerlidir.
On beş yıl önce, Harvard Universitesinin Harvard Business Review adlı iş yönetimi konulu dergisinde (1993 Temmuz) "Öğrenen Bir Kuruluş İnşa Etmek" (Building a Learning Organisation) adlı makalede şunu bulmuştum:
"Öğrenen bir kuruluş bilgiyi yaratmak, edinmek ve nakletmekte ve kendi davranışını bu yeni bilgi ve sağduyuyu yansıtacak şekilde değiştirmekte usta olan kuruluştur."
Günümüz Türkiyesi ve dünya koşullarında bir kurum, kuruluş veya şirketin kalitesinin mihenk taşı bilgiye karşı aldığı tutumdur.
Ali Rıza SARAL