Sunday, April 20, 2008

Why should death penalty be eradicated from the world?


When you shoot at an enemy at night, you will be shot back many more...

If you shout at a person, you will get hurt... Your nerves will break...

Whatever you do to an other person, infact you do it to yourself...
Because ‘no body is a lone island, far from the continent’ as Donne said...

Our identity as a human-being gets hurt at least, when we hurt an other human-being...

On the other side, when society hurts an individual because of
not well - educating every and each of its individuals and
not taking enough precautions to stop commercialization of violance...

The society has to pay the bill... of keeping that criminal alive for life time...
In whatever form it may be necessary to do so...

By the way,
it is easy for me to say this, as I have no authority and responsibility arising from it...


Nevertheless, I would like to allude to Sartre,
It is not enough to think right, one should act with the right method,
if one exists.

Sunday, April 13, 2008

İcrada Unutkanlık - Müzik Belleği İşleyişinde Propagasyonun İçerik Üzerine Olası Etkileri

Memory Mishaps in Performance – The Effect of Propagation in the Music Memory Performance

Ali Rıza SARAL

İTÜ, Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği BSc, MSc
Illinois State University, Music Theory and Composition 2nd MM
Mimar Sinan Üniversitesi Istanbul Devlet Konservatuarı Müzik Teori ve Kompozisyon önLisans

E-Mail: arsaral(at)yahoo.com

Özet
Bu makale müzik belleğinin işleyiş sürecinde, beyin işaretlerinin propagasyonunun hatırlanan içeriğe olası etkilerini inceleyecek. Müzik icrası sırasında unutkanlık ve hatırlama sürecindeki kopmaların olası nedenlerini tartışacak. Bu beyin fırtınasında çıkan fikirlerin doğruluğunun denenişi için denek durumları önerecektir.

Abstract
This article studies the possible effects of brain signal propagation on the remembered content in the music memory processes. It discusess the possible reasons for memory mishaps during music performance. It proposes test cases for the ideas produced during this brainstorming.


1. Giriş
İcra eden bir müzisyenin belleği içerik adresleyişi ile çalışır. Parçanın ismi genel bir müziksel izlenim ve ilk başlangıca ilişkin anahtar bellek unsurlarını, ilk birkaç ölçü gibi, hatırlatır. İcracı daha sonraki ölçülere ait bellek kayıtlarına, ilk ölçülerdeki notalar ve onların yarattığı ortamın sağladığı doğal akış ile erişir. Bunu denemek için, çeşitli uzunluklarda parçalar tespit edip, bunları çeşitli özelliklerdeki icracılara ezberletip, sonra parça içinde belirli yerleri çalmalarını istemek gibi testler yapılabilir… Bir parçada karakteristik olmayan yerleri hatırlamamızı sağlayan onlardan önce gelen müzik unsurlarıdır.
2. Propagasyonun – Erişim Hızının etkisiPropagasyon bir işaretin bir ortam içinde yayılış hızını belirler. Parça içinde belirli bir yerde ve öncesinde bulunan müzik unsurları müzik belleğinde kendilerinden sonra gelecek notaların ve yorumun bellekteki yerlerini adresler. Belirli bir andaki müziğin ondan sonraki anın müziğine bellek içinde erişişi(hatırlatış) ve o bilgiyi güncel-çalışış belleğine geri getirişi için geçen süre müziğin beyin içindeki propagasyon zamanıdır. Çeşitli eğitim seviyelerindeki müzisyenler ile, çeşitli hızlardaki parçaları veya ses kümelerini, çeşitli hızlarda hatırlayış deneyleri yapılabilir. Yalnızca çok yavaş tempoda ezberlenilmiş bir parçayı çok hızlı bir tempoda hatırlayışın başarı oranı ölçülebilir, deneylerle.


2.1. Yüksek Hızın İcraya Etkileri
Yüksek düşünüş hızı zihnimizin çalışış şeklini değiştirir. Hızlanışın bir noktasından sonra, görüp, işitip, algıladıklarımızı tek tek değil grup grup algılayıp anlamağa ve hissetmeğe başlarız. Müziktede belirli bir hızın üzerinde notaları tek tek değil önce bir jest (gesture) bir noktadan sonra da yatay değil düşey bir akor olarak duymağa başlarız. Bunun nedeni insan zihninin algılayış ve işleyişindeki kapasite sınırlarıdır.

“Mutlak değerlendiriş ve anlık hafızamızın genişlikleri algılayabileceğimiz, işleyebileceğimiz ve hatırlayabileceğimiz bilgi miktarını sınırlar. Harekete geçirici giriş işaretini çok sayıda boyuta ve daha sonra da bir dizi bilgi demetine, gruba dönüştürerek, bu bilgi dar boğazını aşmağı başarırız.[4]” Müzikte bu çok sayıda boyut diklik, ritm, ölçü, tempo, süre, biçim, armoni, dizi, makam vb.İlgi genişliğimiz yedi artı eksi iki tane ayrı işareti aynı anda işleyebilecek kadardır. Mutlak değerlendiriş genişliğimiz de aynı şekilde sınırlıdır. “Yine de, bu sınırın merhametine kalmış durumda değiliz, çünkü onu alt edecek ve kararlarımızın doğruluğunu arttıracak çeşitli yöntemlerimiz vardır. Bu araçların en önemli üçü (a) mutlak değil göreli yargılarda bulunmak ; eğer bu mümkün değilse (b) uyarıcı işaretin değişkenlik gösterdiği boyutların sayısını arttırmak; veya (c) görevi art arda çok sayıda mutlak karar verecek şekilde düzenlemek. ”
Hızlı bir şeyi çalamamak yalnız mekanik değil zihinsel olarak ta imkansız olabilir. Art arda çok hızlı olarak çalabileceğiniz nota sayısı bellek kapasiteniz ile sınırlıdır. Ancak, notalar arasında diklik farkı dışında bir korelasyon oluşabilirse, yani bir çeşit gruplayış yapılabilirse çok sayıda nota hızlı çalınabilir. Bu korelasyon, bir ortak ton ya da mod gibi dizisel ve renksel, armonik dereceler gibi fonksiyonel ya da motifler, cümle yapıları gibi biçimsel unsurlara dayanabilir.
Yapılabilecek deneyler, hiç ilişkisiz uzun nota dizilerini giderek, yukarıdaki korelasyon içeren örneklere dönüştürerek her durumda hatasız hızlı çalış oranları bulunabilir. Yukarıdaki unsurlardan hangilerinin daha büyük korelasyon sağladığı deneysel olarak bulunabilir.
Müzikte çok hızlı kısımların ortak özelliği, icra açısından icracının hareketlerini küçülterek örneğin yay hareketlerini çevikleştirişi, içerikte ise derinliğin, yani armonik, biçimsel, ritmsel vb. çeşitliliğin ölçü başına azalışıdır. Tek icracının çaldığı durumlarda ve hatta çok icracılı müziklerde de hızlanış kaçınılmaz bir yüzeye çıkışı birlikte getirir, genellikle…


2.2. Yavaşlığın İcraya Etkileri
Tempo yavaşlığı dinleyici ve icracıda algılayış için bol zaman sağlar. Müziğin bilgi akış hızı düşükse bu durum hatta izleyicinin sıkılışına neden olabilir.

Yavaş bir eser semantik dallanmağa, eserin başlangıcında sunulan ve geliştirilen müzik fikirlerinin önce bellekte tutuluşuna sonra da yeni gelen unsurların başlangıçtan kalan bu unsurlarla otomatik olarak ilişkilendirilişine imkan tanır.

Temponun yavaşlığı armonik olarak uzak tonlara gitmeğe, derinliği arttırmağa imkan tanır. Ayrıca eserin ismi ya da yazıldığı bağlama ilişkin program notlarından edinilmiş bilgilerin de tetiklenişine, sembolik ilişkiler kuruluşuna imkan tanır(Bazı Beethoven sonatlar gibi.)


2.3. Hız-Tempo Yoğunluk ilişkisi
· Yoğunluk belirli bir süre içinde izleyiciye iletilen bilgi miktarı, bilgi akış hızı olarak tanımlanabilir. Yoğunluk artışı bilgi akış hızının artışıdır.
·
· Yoğunluk hızı bilgi akış hızının hızı olarak tanımlanabilir. Örneğin, çeşitli doku(texture) değişikliklerinin geldiği sonat gelişim bölümünde dinleyicinin aşırı yüklenmemesi, tematik malzemenin serim bölümünden alınan tanıdık A ve B bölmesi motifleri oluşundan kaynaklanır.


2.4. Dinleyen, Çalan, Yazan Bakış Açılarından Hız
Müziği yazan, çalan ve dinleyen insan beyni ve zihni.
İnsan belleğine erişime ilişkin hız ve miktar sınırları her üç aşamada da geçerli. Bu durum müziğin bütünlüğüne,
Vücut buluşuna (embodiment) katkıda bulunmakta.


2.5. Düşünüş Hızının Ruh Haline (Müziğin Yarattığı Havaya) etkisi
“Bu deney düşünüş hızının ruh halini etkilediğini buldu.
Düşünce hızı katılımcıların kotrollü hızını ya heyecanlı ya da depresif ruh haline sokacak şekilde ayarlandı. Katılımcılar yalnız heyecanlanışa yanıt olarak depresifleşişe olduğundan daha olumlu bir ruh haline girmekle kalmadılar, fakat aynı zamanda depresif ve heyecanlı ifadelerin her ikisinde de, daha yavaş yerine daha hızlı düşündükleri gözlendi[2].”

Duygusal tepkiler içerikten bağımsız olarak bilgi işleyişin dinamikleri tarafından belirlenir. Sabit tempoda üzücü ve canlandırıcı müzikler çalındığında depresif ve heyecanlı duygular uyanabilir. Hızlı bir tempoda depresif ve heyecanlandırıcı şeyler çalındığında üzüzcü etki daha az görülebilir. [2]’nin iddialarını dayandırdığı deney benzer koşullarda müzik örnekleri üzerinde de denenebilir.

Rahatlık ya da kolaylık işareti hedonik olarak zihinlerimize kakılmıştır ve algılayış ve işleyişte yüksek kolaylık olumlu duygusal tepkiler yaratır[3].


2.6. İcra Sırasında Kopuş
“Gerçekte, yazı yazmak eylemi tümüyle bilinçsiz değil tamamen benim bilincime ait bir yapıdır. Kendinin bilincinde değil, o kadar. Kalemim altında dünyaya gelen kelimelerden faal bir farkındalığımı sürdürmektir, yazı yazmak.[1]” demişti Sartre.
·
· Kontrollü süreçler hızlıdır ve bilincin erişimine kapalıdır. Kontrollü süreçler sınırlı imkanlara sahiptir, ilgi gerektirir, ve değişken koşullarda esnekçe kullanılabilir.
·
· Ototmatik süreçler imkan sınırlayışından bağımsızdır, ilgi gerektirmez, ve bir kere öğrenildikten sonra değştirilişleri çok zordur[5].
· İcra sırasında belleğe erişim müzk icrasının önemli bir bölümünü oluşturur. Yazı yazmak ve merdivenlerden iniş durumu müzik icrasına benzerlikler taşır. Merdivenlerden inerken eğer basamaklara bakıp her basamağı görmeğe çalışırsanız hızlı inemez hatta takılıp düşersiniz. Oysa, Sartre’ın yazı yazışı gibi, faal bir farkındalığı sürdürüp, basamaklara göz ucu ile şöyle bir bakarsak ve kendimize güven ile eylemi otomatik süreçlerimize bırakabilirsek merdivenlerden rahatça ve kaolaylıkla inebiliriz.

Benzer şekilde yoğunlaşış (konsantrasyon) kaybı müzik belleğine erişim ve bilgi akışı sürecinde akış farkındalığının kaybına ve kesintilere neden olabilir.

Aşırı odaklanış ve müziğin kendisine karşı icracının baskınlığı ve kontrol ihtiyacı, müzik belleğine erişim sürecinde bilgi akışının kesintilere uğramasına neden olabilir.

2.7. İcraya Hazırlanışta Hızın Olası Etkileri
İcra sırasında provalarda seçilenden çok hızlı bir tempo seçiş hatırlama sürecindeki sıkıntılar nedeni ile icrada kopmağa neden olabilir. Bu durum çeşitli deneklerle denenebilir. Yavaş çalınarak ezberlenmiş bir parça hızlı çalındığında icrada hatırlayış kopmaları olup olmadığı denenebilir (ya da tersi).

Çeşitli hızlarla ezberlenilmiş bir parçanın ezber esnekliği getirişine karşın belleği aşırı yükleyip yüklemediği denenebilir. Bu deneyde aynı parça çok sayıda benzer yetenekte icracının bazıları tarafından yalnız üç hızda (yavaş, orta ve hızlı tempolarda) ezberlenilir. Bir diğer grup ta yalnız tek bir tempoda ve bir kontrol grubu da çok sayıda tempoda aynı parçayı ezberler. Hatırlayış aksaklıkları sayı ve nitelikçe ölçülür.

Bir diğer kontrolde ise, tek icracı ile farklı parçalar denenebilir Psikologlarında katılacağı bu tür bilimsel deneyler yapılışı hem ülkemizdeki üniversiteler içinde yer alan konservatuarların akademik çalışımlarına hem de bu kurumların topluma katkılarına olumlu alternatif bir yön sağlayacaktır, inancındayım.


3. Tartışış
Düşünüş hızı, ya da bellekteki bir veriye erişiş hızı, o verinin bulunduğu yeri bulmak(adresleyiş) ve o bilgiyi işleneceği çalışış belleğine ve bilince ya da otomatik sürecin ilgili alanına taşımaktan oluşabilir. Erişime ilişkin sinir ağları(neural networks)’nda her seviyeye ilişkin son duyulan birkaç notanın hatırlatışı ile ilgili bir gecikiş süresi söz konusu olabilir. Bu gecikiş izleyişi kolaylaştıracak bir azlıkta olursa çalan ve izleyicinin zihninde hedonik bir etki, memnuniyet duygusu yaratabilir, çalınan parça bir matem müziği olsa bile… Hız hatırlanan içeriği etkiler.

Eser yazarken, seçtiği tempo bestecinin eseri devam ettirip ilerletişini engelleyebilir. İcra için eser hazırlayış sürecinde seçilen tempolar icra sırasında unutuşlar üzerinde etkili olabilir. İcra sırasında seçilen tempo izleyicinin ilgisinde kopuşlara neden olabilir.


4. Sonuç
Bu makale icra hızının, zihnimizde işaret propagasyonu ile olası ilişkisini deneyler önererek tartışmıştır. Müziğin ilettiği bilginin akış hızı zihnimizdeki işaret akış hızı ile orantılı olmalıdır, olabilir. Müziğin yaratılış, icra ediş ve algılanış süreci istatistiksel olarak aynı zihinsel mekanizmalardan geçer. Bu durum icra edilen müziğin içeriği üzerinde hayati hızsal etkiler uyarabilir.

İcra sırasında oluşan unutuş ve kopuşlar üzerinde bestecinin eseri yazarken, icracının çalış için prova yaparken izledikleri hız yaklaşımları önemli etkiler yapabilir.

5. Teşekkür
Bu makalenin yazımı ve sunumunu, sağladığı imkanlarla mümkün kılan Yıldız Teknik Üniversitesine, bilgeliği ve uzak görüşlülüğü ile müzik ve psikolojiyi biraraya getirişin önemini değerlendirebilen, bu sempozyumun düzenleyicisi Sanat ve Tasarım Fakültesi Müzik ve Sahne Sanatları Bölümü Başkanı Sayın Prof. Ruhi AYANGİL’e ve son olarak hatırlayıp beni şahsen davet eden emektar arkadaşım Sayın Gürsel YURTSEVEN’e teşekkür ederim.

6. Kaynaklar
[1] Sartre, J-P., ``Sketch for a Theory of Emotions'', Routledge Classics., 2006, p 36.
[2] Pronin, E. and Wegner, D.M., “Manic Thinking -Independent Effects of Thought Speed and Thought Content on Mood”, Princeton University and Harvard University, PSYCHOLOGICAL SCIENCE, Association for Psychological Science, 17(9), 1, 2006.
[3] Winkielman, P. et all, “The Psychology of Evaluation-Affective Processes in Cognition and Emotion”, “The Hedonic Marking of Processing Fluency:Implications for Evaluative Judgment”, University of Bonn, Lawrence Erlbaum As., Pub., 2003, p 189.
[4] Miller, G.A., “The Magical Number Seven, Plus or Minus Two: Some Limits on Our Capacity for Processing Information”, The Psychological Review, 1956, vol. 63, pp. 81-97.
[5] Eysenck, M.W., Keane, M.T., “Cognitive Psychology”, Psychology Press, 1996, p 113-116.


7. Ekler
7.1. Alıntılar (Özgün Dilde)
“In reality, the act of writing is not at all unconscious, it is an actual structure of my consciousness. Only it is not conscious of itself. To write is to maintain an active awareness of the words as they come to birth under my pen [1].”

This experiment found that the speed of thought affects mood. Thought speed was manipulated via articipants’ paced reading of statements designed to induce either an elated or a depressed mood. Participants not only experienced more positive mood in response to elation than in response to depression statements, but also experienced an independent increase in positive mood when they had been thinking fast rather than slow—for both elation and depression statements[2].

Affective responses may also result from the dynamics of information processing itself. Specifically, we propose that individuals monitor the fluency with which they can extract information from the presented stimulus. We further propose that the fluency signal is hedonically marked and that high fluency elicits a positive affective reaction [3].

Miller teoremi [4].
“First, the span of absolute judgment and the span of immediate memory impose severe limitations on the amount of information that we are able to receive, process, and remember. By organizing the stimulus input simultaneously into several dimensions and successively into a sequence or chunks, we manage to break (or at least stretch) this informational bottleneck.”

“The first point to note is that on patterns containing up to five or six dots the subjects simply did not make errors. The performance on these small numbers of dots was so different from the performance with more dots that it was given a special name. Below seven the subjects were said to subitize; above seven they were said to estimate. This is, as you will recognize, what we once optimistically called "the span of attention.”
The span of immediate memory
“Let me summarize the situation in this way. There is a clear and definite limit to the accuracy with which we can identify absolutely the magnitude of a unidimensional stimulus variable. I would propose to call this limit the span of absolute judgment, and I maintain that for unidimensional judgments this span is usually somewhere in the neighborhood of seven. We are not completely at the mercy of this limited span, however, because we have a variety of techniques for getting around it and increasing the accuracy of our judgments. The three most important of these devices are (a) to make relative rather than absolute judgments; or, if that is not possible, (b) to increase the number of dimensions along which the stimuli can differ; or (c) to arrange the task in such a way that we make a sequence of several absolute judgments in a row. [4]”

· “Automatic processes are fast.
· Automatic processes are unavailable to consciousness.
·
· Controlled processes are of limited capacity, require attention, and can be used flexibly in changing circumstances.
· Automatic processes suffer no capacity limitations, do not require attention, and are very difficult to modify once they have been learned. [5]”
·
· “Automacity as memory retrieval …
· After prolonged practice, the appropriate response is stored in memory and can be accessed very rapidly.[5]”