Tuesday, January 25, 2022

Türkiye Türklerinin Kültürü üzerine bir kaç Düşünce

 

TÜRKİYE TÜRKLERİNİN KÜLTÜRÜ ÜZERİNE BİR KAÇ DÜŞÜNCE

 

                                                                                                                                Kütahya çinisi, fotoğraf ARS

---  Bilinmeyen ile yüzleşen cesaret kendi benliğini bulur.  ---

 Anadolu Türklerinin yüzyıllar alan Batı’ya göçü onlarca Türk asıllı boyun kah yerleşik devletler kurarak kah kabileler olarak oradan oraya göçünden oluşur.  Doğan KUBAN’ın ‘Batı’ya Göçün Sanatsal Evreleri’ kitabının ‘Türk Sanat Tarihi Sorunsalı’ adlı kısmı bunu çok güzel inceler.

 KUBAN’ın ‘Divriği Mucizesi’ adlı bir diğer kitabı Divriği Camii ve Hastahanesini inceler.  Divriği camiinin kapılarından birinde güneş belirli bir açıyla geldiğinde kapı nişinde boyun eğmiş bir insan şekli gölgesi belirir.  Boyun eğmek biat etmektir.  Divriği Camii bunun gibi sayısız mucizelerle doludur.  KUBAN’ın kitabı bunları titizlikle en ufak ayrıntılarına kadar inceler.

 Biat etmek önemi yalnız Selçuklularda değil günümüz Türkiye’sinde de çok öne çıkan bir olgudur.  Af buyurup bakınız, hem sağda hem de solda her toplulukta liderlerin önemi çok yüksektir Türkiye’de.  Toplumumuz hep aynı iki üç saygıdeğer şahsiyeti dinlemekten çekinmez.  Düşünce çeşitliliği, zenginliği, ve malesef derinliği giderek azalmıştır toplumumuzda.  Oysa kavimlerin göçüne baktığımızda, önden gönderilenler, sağ sol cenaha hatta arkaya gönderilen artçıllar görülür.  Bunlar toplumu bilinmeyene karşı koruma amaçlıydı.

 Biatın toplumu düzenleyici işlevini küçümsemek mümkün değil.  Ama çeşitlilk tolere edilmesi gereken bir zenginliktir. 

 Tabii din konusu öne çıkıyor bu noktada.  Eğer dini öğelerde hiç bir değişiklik yapmak uygun görülmüyorsa, toplumun ve devletin bekaası açısından yeniliklere açık olabilmek için, din ve devlet işlerini ayırmak bir zorunluluktur.

 Musatafa Kemal bunu düşünebildiği için biraz da, Anadolu Türkleri’nin ona Atatürk demesini hak etmiştir.

 

Ali Rıza SARAL